Manşet
MUSTAFA BALBAY
TARİH:22.08.2016
Yorumlar (0)
GÜNDEM
MUSTAFA BALBAY
Gaziantep Saldırısı
Türkiye'nin Çekirdeğine
Gaziantep'te 12 yaşındaki bir çocuğu canlı bomba haline getirerek düzenlenen saldırı terörün biçim değiştirdiğini ve hedef büyüttüğünü gösteriyor.
Ölenlerin yarıdan fazlası çocuk...
Çocukları çocuklarla katletmek...
Düğün evinde katletmek...
Kınamakla, lanet okumakla yetinilecek bir saldırı değil.
Bir çocuğu canlı bomba haline getirip düğün evinde patlatabilen bir mekanizmayı çözmek, ortadan kaldırmak, bir daha kurulmaması için her şeyi yapmak zorundayız, sorumluluğundayız.
Bunu yapamazsak kaybettiğimiz insanların 10 katı kadar IŞİD'çi öldürsek yine sonuç alamayız. Zira çok geçmeden bir o kadar ruhunu teslim etmiş, şuursuzlarımız, insan kimliğini yitirmiş yürüyen ölüyü bulabilirler.
Xxx
Cumhuriyetin İkinci Yüzyılı kitabında ayrıca işlediğim, yeri geldikçe vurguladığım şöyle bir gerçeğimiz var; Türkiye'de ortalama bir hesapla 15 milyon aile var. Bunlardan yüzde 10'u farklı etnik kökenlerle yapılmış evlilikler.
Bu gerçek bize çok şey söylüyor.
Aile kurmak dünyanın en eski ve en güçlü örgütlenmesi. Bir ülkedeki farklı etnik kökenden gelen insanlar aile kurmayı başardıktan sonra her şeyi başarabilir.
Anadolu'yu bir arada tutan başlıca unsurlardan biri bu.
İşte Gaziantep saldırısı ortak paydalarımızın en iç çekirdeğine yöneliktir.
Saldırı sonrası düğün evininin kimliğine yönelik yorumlar bu saptamaya haklılık kazandıracak ölçüde tehlikeliydi.
Büyük şehirlerimizin tümünde başka kentten göçenlerin geldiği ilin adını taşıyan semtler vardır. Böyle bir ayrımcılığı ortaya çıkaracak, derinleştirecek bir toplumsal iklimin ortaya çıktığını düşünün!
Felaket olur.
Xxx
Gaziantep saldırısı Türkiye'yi o felakete sürüklemeyi amaçlıyor.
Türkiye hala buna izin vermeyecek güce sahip.
Ancak kumaş da yanmaz, yırtılmaz, kesici delici maddelere aldırmaz diyeceğimiz kadar sağlam değil.
Bunlar bir yana; Türkiye böyle bir felakete izin vermemek için bütün enerjisini harcıyor.
Bu da ilerlemesini durduruyor, bölgesindeki etkinliğini azaltıyor, dahası sorun üreten ülke haline geliyor.
Bu çemberi yarmak için hükümetin atacağı adımları desteklemek elbette gerekli.
Ancak yaşadıklarımızda, bu hale gelmemizde hükümetin yanlış politikalarının payı varsa ne yapacağız?
Aslında gereksiz bir soru bu...
Elbette en açık şekliyle ortaya koyup hesabını soracağız.
Bir zamanlar Doğu'nun Paris'i olarak anılan Gaziantep nasıl oldu da Kabil haline geldi?
Bu soruyu sormayacak mıyız?
YORUMLAR ( 0 )