Manşet

GÜNDEM MUSTAFA BALBAY

GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
TARİH:12.12.2016 Yorumlar (0)
GÜNDEM
MUSTAFA BALBAY
 
DEMOKRATİK PARLAMENTER

CUMHURİYETTE BİRLEŞELİM!



Türkiye, bir kişinin tek başına bütün kararları verdiği bir ülke mi olacak, yoksa ortak aklın egemen olduğu, kurumları işleyen parlamenter bir demokrasi mi olacak?
 
Tam bu ikilemin tartışılacağı bir süreç başlayacakken İstanbul'daki alçakça, kalleşçe bombalı saldırılarla sarsıldık.
 
Bu sarsılma bizi kendimize getirmeli...
 
Şu soruları sordurmalı:
 
Terör niçin tırmanıyor?
 
Terörle mücadele için siyasi, sosyal, mali, milli her türlü destek varken niçin terör bataklığından çıkamıyoruz?
 
Bu sorulara sağlıklı yanıt vermek için öncelikle demokratik parlamenter cumhuriyet mekanizması gereklidir.
 
Hiçbir hükümet terör istemez. 
 
Elbette AKP de istemez.
 
Ancak AKP'nin şöyle bir huyu var; herhangi bir sorun büyüdüğünde bunu çözme çabasından çok bunun sorumluluğundan kurtulma ve hemen faturayı başkasına kesme politikası güdüyor. Hatta bu sorunu bir güçlenme aracı olarak kullanıyor. Kabul edelim, bunu başarıyla uyguluyor. 
 
 
Xxx
 
 
Türkiye’nin terör belasıyla bir kez daha yüz yüze geldiği 10 Aralık gecesi parlamenter sistemin ruhunu ortadan kaldıran 21 maddelik anayasa değişikliği parlamento çatısına geldi.
 
Sözü eğip bükmenin gereği yok...
 
Halkı anlamaz yerine koymanın hiç gereği yok...
 
Tamamen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı tatmin etmek ama bunu yaparken de her şey Türkiye için yapılıyormuş gibi göstermek üzerine bir oyun sahneye konuyor.
 
Her kurumun başına o atama yapacak; O kurumlar onu denetleyecek...
 
Bu rejim değişikliği Türkiye'nin sorunlarını çözecek mi?
 
Halen yaşamakta olduğumuz fiili durum neyi çözdü ki, bunu anayasaya bağlamak çözsün!
 
Demokrasiyi koruyamazlar; halkı meydanlara çağırıp, koruyun derler...
 
Ekonominin dengelerini koruyamazlar; halkın yastığının altına göz dikerler...
 
Terörle baş edemezler; muhalefeti suçlarlar...
 
Koalisyon ortakları terör örgütü çıkar; kandırıldık derler...
 
Bütün bunların üstüne; Cumhurbaşkanının yetkileri yetersiz, devlet yönetimini ona bırakalım derler...
 
Anayasa değişikliği paketinin anlamı devleti bir kişiye teslim etmekten başka bir şey değil...
 
Yasama, yargı, yürütme kuvveti cumhurbaşkanında birleşecek. Kuvvetler ayrılığının kuvvetler birliğine döneceği tanımı bile gerçeği ifade etmiyor. Bunun anlamı şu:
 
Yasama, yargı, yürütme kuvvetleri ortadan kalkacak, kuvvet olma niteliğini yitirecek.
 
 
Xxx
 
 
Görünüm şöyle özetlenebilir:
 
Ülkenin tüm sorunlarını çözmek yerine katlayan bir iktidar daha fazla yetkiyle tek adam yönetimi istiyor.
 
Buna karşı ne yapacağız?
 
Beyinlerin ve kalplerin yeterince parçalandığı ülkemizde yeni kamplaşmaların, cepheleşmelerin yararı ve gereği yok.
 
Bunun yerine toplumsal tabanı çok geniş bir ortak payda üretmek gerekiyor.
 
Partisi, derneği, örgütü, kimliği ne olursa olsun büyük bir kesim kendisine şu çatı altında yer bulabilir:
 
Demokratik parlamenter cumhuriyet...
 
Bu üç kelime bize yeni bir gelecek zemini olabilir...
 
Demokrasinin...
 
Parlamentonun...
 
Cumhuriyetin...
 
Bir araya gelmesi halinde kapsama alanı geniştir.
 
Her üç kavramın çağımıza uydurulması gereken yönleri ortak akılla bulunur, geliştirilir, yaşama geçirilir.
 
Görünen siyasi, toplumsal yelpazede bunun motor gücü CHP'dir.
 
Ancak bu ilkeleri benimsemiş herkesin ille de CHP'li olması gerekmez...
 
Bütün düşünceleri yasaklayıp, benden başka ülkeyi düşünen yok diyen "tek adam" dayatmasına karşı halkla bütünleşen bir yönetim anlayışını geliştirmek, güçlendirmek sorumluluğundayız.
 
Hedefi net ve dar, tabanı geniş tutarak Türkiye'nin geleceğine bir pencere açmazsak duvara toslayacağız.
 

YORUM YAZ









YORUMLAR ( 0 )