Manşet
GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
TARİH:14 EKİM 2016
Yorumlar (0)
GÜNDEM
MUSTAFA BALBAY
ERDOĞAN'IN BAŞKANLIK HIRSI
YILDIRIM'IN DAVUTOĞLU SENDROMU
Siyasal gündemin merkezine 15 Temmuz komisyonunun çalışma şekli, 15 Temmuz'un araştırılma biçimi, AKP içindeki FETÖ'cülerin ne olacağı, ufukta yerel-genel seçimin görünüp görünmediği oturmuşken,
MHP lideri Bahçeli'nin başkanlık açılımı devreye girdi.
MHP lideri Bahçeli'nin başkanlık açılımı devreye girdi.
MHP'nin AKP iktidarı dönemindeki işlevi ile ilgili her türlü yoruma haklılık kazandıran bir tablo oluştu. Bu durum MHP'nin içinde de ciddi gündem konularından biri.
Bahçeli'nin, "ille başkan olmak istiyorsan anayasayı değiştir" sözü şöyle yorumlandı:
"Anayasa değişikliği Meclis'e gelince referandum sınırı olan 330'u bulması kesin..."
MHP yönetiminden böyle anlaşılmaması gerektiği yönünde açıklamalar geldi ama, yorumu alan başkanlık ırmağını geçmişti...
***
Konunun yukarıya kadar olan bölümü bilinen kısmın özeti... Şimdi gözlemlerimize geçelim.
Ana gündem konuları AKP'nin içine ilişkin olmuyor ama, iktidar partisinin içi de çok huzurlu değil. Bir başka deyimle orada işler tıkır tıkır gitmiyor.
En tepeden başlayalım.
Erdoğan'ın gözünü tam anlamıyla başkanlık bürümüş durumda...
Ancak bu öyle bir hırs ki, başkan olunca bile dinecek cinsten değil. Açlıkların en doymazı iktidar açlığıdır. Erdoğan'ın bu hırs hızına hitap edecek bir otoyol siyaset kulvarında yok.
Bir yandan devlette bir tek FETÖ'cü kalmayıncaya dek her yeri temizleyeceğim diyeceksin, bir yandan kandaki alyuvarlarla akyuvarlar gibi iç içe geçtiğin bu yapının AKP'ye hiç uğramadığı imajını vermeye çalışacaksın.
Olmuyor, olamıyor...
Erdoğan, Diriliş adlı dizilerle iktidarını yerleştirmeye çalışıyor ama, yaşananlar diriliş değil, geriliş...
Erdoğan'ın dışa yönelik kullandığı şu söz içe de yönelik: "Biz bildiğimizi okuruz..."
Okumak dendi mi, Erdoğan'ın aklına gelenler şunlar: Bildiğini okumak, canını okumak, meydan okumak, hariçten gazel okumak...
Ama AKP içi açısından bunlardan istediğini seçip okuyabileceği çok rahat bir denge yok.
Belediye başkanlarından milletvekillerine kadar, öğretmenlere, polislere, hâkimlere yaptığı gibi en küçük şüphede açığa alma gibi bir yöntemi AKP içinde uygulanamıyor.
Bunu yaptığı an seçimin kaçınılmaz hale geleceği bir tablo çıkacak karşısına... Seçim de öyle istediği gibi çantada keklik değil.
***
Başbakan Binali Yıldırım açısından da çok parlak bir tablo yok. Bakanlar Kurulu'nda ciddi bir karar alınması gerektiğinde Yıldırım sözünü şöyle bağlıyor:
"Cumhurbaşkanımız da böyle düşünüyor..."
Yıldırım'ı kaygılandıran bir durum da şu:
Aradan aylar geçti, Erdoğan onu AKP ve toplum katında güçlü tutacak bir cümle bile etmedi...
Şöyle ağız dolusu bir övgü almadı!
Binali Bey ister istemez Davutoğlu sendromu içinde...
İşte bu dengeler içinde Bahçeli'nin başkanlık sözü geldi. Binali Bey de hemen üstüne atladı.
Demecin izine öyle bir koştu ki; Hüseyin Bolt'la 100 metre yarışına girse kazanır...
Belki de bunun karşılığı olarak Erdoğan, İstanbul'dan Ankara'ya Yıldırım'la birlikte geldi, birlikte esnaf gezisi yaptı. Ama orada da sıcak bir fotoğraf yoktu.
Ankara'da siyaset yükseklerde puslu ve fırtınalı görünüyor.
YORUMLAR ( 0 )