Gündem
Mustafa Balbay
GÜNDEM Mustafa Balbay
TARİH:20 HAZİRAN 2016
Yorumlar (0)
GÜNDEM
Mustafa Balbay
1 Hoştayn 5 İnek
Kadar Tezek Verir mi?
Ödemiş ve çevresi başta olmak üzere İzmir, Aydın'da büyükbaş ve küçükbaş hayvanlarda şap ve çiçek hastalığı salgını var.
Bir süredir kamuoyu ile pek paylaşılmayan bu gerçek artık gizlenemez hale geldi. Geçen hafta toplu itlaflar yapıldı. Ne yazık ki bu hafta da devam edeceği söyleniyor.
Şap hastalığı, özelliği gereği sadece hayvanlara zarar veren, insana bulaşmayan hastalıklardan. Çiçek ise öyle değil, bu hastalığa yakalanan hayvanın eti yendiğinde, bildiğimiz çiçek hastalığı benzerinde insana da bulaşıyor. Bu bakımdan çiçek hastalığına yakalanan hayvanların saptanması, gereğinin yapılması ayrıca önem taşıyor.
Bu hastalıklar Batı'da hemen hiç görülmüyor, tarihe gömüldü. Çünkü başlıca mücadele yöntemi aşı; o da düzenli olarak yapılıyor.
Türkiye'de de aşı sistemi var. Ancak gerek bakanlığın özensizliği, gerek üreticinin yeterli bilince sahip olmaması, gerekse sınır kontrolünün zorluğu bu sonucu doğuruyor.
Xxx
Son birkaç gündür özellikle Ödemiş çevresinde ciddi bir kaygı hakim. Bölgenin en büyük pazarı olan Ödemiş hayvan pazarı cuma gece yarısı kurulur, cumartesi sabah güneşin ilk ışıklarıyla birlikte dağılır.
Hayvan sahipleriyle müşterilerin kolları koparacak hararetteki pazarlığı zaman zaman seyirlik bir gösteriye dönüşür.
Bu pazar da bir süredir kurulmuyor. Hastalığın yaygınlaşmasından korkuluyor.
Patatesin para etmemesi nedeniyle zor durumda olan Ödemiş ekonomisini ne yazık ki daha zor bir dönem bekliyor.
Hükümeti, hayvanlarda baş gösteren hastalıklara karşı daha duyarlı olmaya çağırıyoruz.
Son dönemde daha yoğun biçimde sorulan, "Eti niçin çok pahalı yiyoruz" sorusunun yanıtı buralardan geçiyor.
Eskiden et üretip satarak piyasayı dengeleyen Et ve Balık Kurumu'nun adı, Et ve Süt Kurumu olarak değiştirildi.
Sadece adı mı değişen?
Hayır, işlevi de değişti. Artık üretim yerine ithalat yapacak firmaları ve ithalat koşullarını belirliyor!
Nüfusunu üç katı insanı besleyebilecek tarım ve hayvancılık potansiyelimiz ne hale geldi.
Xxx
Önemli bir etken de üreticinin bilinçlenmesi...
Bu alanda da çok iç açıcı bir durum yok.
Prof. Reşit Sönmez'i hayvancılıkla biraz ilgili herkes bilir. Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi'nin efsanevi hocası Prof. Sönmez aynı zamanda üretici ile iç içeydi. Onları bilinçlendirmek için her şeyi ama her şeyi yapardı. Yerli ırkların gelişmesi, yabancı ırkların Türkiye koşullarına uyarlanması için büyük çaba harcadı. Kendisini 1980'lerde, gazeteciliğimin ilk yıllarında tanımıştım. O bembeyaz dalgalı saçlarıyla başı karlı bir dağ gibi duruşu vardı.
Geçen gün Tire'de ortak tanıdıklarla karşılaşınca selam, saygı, hürmet gönderdim.
Prof. Sönmez'den bir anı...
Köylülere hoştayn tipi ineğin daha verimli olduğunu, ona dönmek gerektiğini anlatıyor, "1 hoştayn inek bizim 5 ineğimizden daha çok süt verir" diyor.
Köylüler sütte ikna oluyor ama, şunu da sormadan edemiyor:
-O dediğin inek, bizim 5 inek kadar tezek de verir mi?
Hoca dürüstçe yanıt verir:
-Hayır...
Köylülerin karşılığı şu olur:
-Biz bu işi biraz daha düşünelim...
Mustafa Balbay
1 Hoştayn 5 İnek
Kadar Tezek Verir mi?
Ödemiş ve çevresi başta olmak üzere İzmir, Aydın'da büyükbaş ve küçükbaş hayvanlarda şap ve çiçek hastalığı salgını var.
Bir süredir kamuoyu ile pek paylaşılmayan bu gerçek artık gizlenemez hale geldi. Geçen hafta toplu itlaflar yapıldı. Ne yazık ki bu hafta da devam edeceği söyleniyor.
Şap hastalığı, özelliği gereği sadece hayvanlara zarar veren, insana bulaşmayan hastalıklardan. Çiçek ise öyle değil, bu hastalığa yakalanan hayvanın eti yendiğinde, bildiğimiz çiçek hastalığı benzerinde insana da bulaşıyor. Bu bakımdan çiçek hastalığına yakalanan hayvanların saptanması, gereğinin yapılması ayrıca önem taşıyor.
Bu hastalıklar Batı'da hemen hiç görülmüyor, tarihe gömüldü. Çünkü başlıca mücadele yöntemi aşı; o da düzenli olarak yapılıyor.
Türkiye'de de aşı sistemi var. Ancak gerek bakanlığın özensizliği, gerek üreticinin yeterli bilince sahip olmaması, gerekse sınır kontrolünün zorluğu bu sonucu doğuruyor.
Xxx
Son birkaç gündür özellikle Ödemiş çevresinde ciddi bir kaygı hakim. Bölgenin en büyük pazarı olan Ödemiş hayvan pazarı cuma gece yarısı kurulur, cumartesi sabah güneşin ilk ışıklarıyla birlikte dağılır.
Hayvan sahipleriyle müşterilerin kolları koparacak hararetteki pazarlığı zaman zaman seyirlik bir gösteriye dönüşür.
Bu pazar da bir süredir kurulmuyor. Hastalığın yaygınlaşmasından korkuluyor.
Patatesin para etmemesi nedeniyle zor durumda olan Ödemiş ekonomisini ne yazık ki daha zor bir dönem bekliyor.
Hükümeti, hayvanlarda baş gösteren hastalıklara karşı daha duyarlı olmaya çağırıyoruz.
Son dönemde daha yoğun biçimde sorulan, "Eti niçin çok pahalı yiyoruz" sorusunun yanıtı buralardan geçiyor.
Eskiden et üretip satarak piyasayı dengeleyen Et ve Balık Kurumu'nun adı, Et ve Süt Kurumu olarak değiştirildi.
Sadece adı mı değişen?
Hayır, işlevi de değişti. Artık üretim yerine ithalat yapacak firmaları ve ithalat koşullarını belirliyor!
Nüfusunu üç katı insanı besleyebilecek tarım ve hayvancılık potansiyelimiz ne hale geldi.
Xxx
Önemli bir etken de üreticinin bilinçlenmesi...
Bu alanda da çok iç açıcı bir durum yok.
Prof. Reşit Sönmez'i hayvancılıkla biraz ilgili herkes bilir. Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi'nin efsanevi hocası Prof. Sönmez aynı zamanda üretici ile iç içeydi. Onları bilinçlendirmek için her şeyi ama her şeyi yapardı. Yerli ırkların gelişmesi, yabancı ırkların Türkiye koşullarına uyarlanması için büyük çaba harcadı. Kendisini 1980'lerde, gazeteciliğimin ilk yıllarında tanımıştım. O bembeyaz dalgalı saçlarıyla başı karlı bir dağ gibi duruşu vardı.
Geçen gün Tire'de ortak tanıdıklarla karşılaşınca selam, saygı, hürmet gönderdim.
Prof. Sönmez'den bir anı...
Köylülere hoştayn tipi ineğin daha verimli olduğunu, ona dönmek gerektiğini anlatıyor, "1 hoştayn inek bizim 5 ineğimizden daha çok süt verir" diyor.
Köylüler sütte ikna oluyor ama, şunu da sormadan edemiyor:
-O dediğin inek, bizim 5 inek kadar tezek de verir mi?
Hoca dürüstçe yanıt verir:
-Hayır...
Köylülerin karşılığı şu olur:
-Biz bu işi biraz daha düşünelim...
YORUMLAR ( 0 )